KARARLAR




YABANCI ÜLKEDEN VERİLMİŞ OLAN DİPLOMANIN GEÇERLİLİĞİ YÖK TARAFINDAN ARAŞTIRILIP SAPTANMADIKÇA, RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK SUÇU OLUŞMAZ.

YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/1099 Karar : 2016/4285 Tarih : 10.05.2016

“Sanık hakkında sahte transkript belgesi düzenlediğinden bahisle açılan kamu davasında hükme dayanak yapılan Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 04.12.2007 gün ve 2007/245-264 sayılı kararının, yurt dışından alınan diplomalar için Yüksek Öğretim Kurumundan(YÖK) denklik belgesi talepleri ileilgili, Yurtdışı Yüksek Öğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliğinin 5. maddesinin (a) bendinde, yabancı ülkeden verilmiş olan diplomanın geçerliliği araştırılıp saptanmadıkça sonuç doğurmayacağına ilişkin bir hüküm yer alması ve bunun sonucunda ise YÖK tarafından da bu husus mutaden araştırılarak diplomanın sahteliği saptanacağından suçun yasal unsurlarının oluşmayacağına ilişkin olduğu;


Semih GÜNDOĞDU

Hukuk Danışmanı



CEZA YARGILAMASININ EN ÖNEMLİ İLKELERİNDEN BİRİ OLAN “İN DUBİO PRO REO” YANİ “KUŞKUDAN SANIK YARARLANIR” KURALI UYARINCA, SANIĞIN BİR SUÇTAN CEZALANDIRILMASININ TEMEL KOŞULU, SUÇUN KUŞKUYA YER VERMEYEN BİR KESİNLİKLE İSPAT EDİLMESİDİR.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi Esas No: 2019/1187 Karar No: 2020/2520 Tarih : 11.11.2020

Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” yani “kuşkudan sanık yararlanır” kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesidir. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı gözardı edilerek ulaşılan ihtimali kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Adli hataların önüne geçilebilmesinin başka bir yolu da bulunmamaktadır.


Semih GÜNDOĞDU

Hukuk Danışmanı



TİCARETİ USULE TERK ETME SUÇUNDA, VERGİ DAİRESİNE BEYANNAMELERİ VERMESİ HALİNDE SUÇUN UNSURLARI OLUŞMAZ.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesi Esas : 2017/3108 Karar: 2018/1902 Tarih : 26.01.2018

Tüm bu hususlar gözetildiğinde borçlu şirketin ticaret sicildeki adresinden ayrılmasına rağmen sanığın savunmasında geçen adreste faaliyetine devam etmesinin söz konusu olması, vergi dairesinden gelen beyannamelere göre ticari faaliyetlerine devam ettiğinin görülmesi nedeniyle sanığın yetkilisi olduğu M. Y. A.Ş. nin ticareti terk ettiği sabit olmadığı halde sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, Kanuna aykırı, sanık vekilinin istinaf itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan,... ...2-"Sanık A. A. hakkında ticareti usulüne aykırı terk etmek suçundan cezalandırılması istemi ile dava açılmış ise de, sanığın yüklenen suçu işlediği sabit olmadığından 5271 sayılı CMK'nun 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,


Semih GÜNDOĞDU

Hukuk Danışmanı